Kral Yerusalim'e Geliyor - (bu toplantıda iki farklı küçük vaaz verilmiştir)
Bağırışlar: Krala Övgüler Olsun - Luka 19:28-40 Kerem Koç, APK, 28 Mart 2010
Konu: Her ne kadar Kilise takvimini takip etmeyen bir topluluk olsak da ve Kilise takviminde ki bazı olayların aslında her hafta anımsanması taraftarıyız. Örneğin her pazar günü aslında Mesih’in dirilişini kutluyoruz ve bunu anımsıyoruz, fakat farklı bölümleri çalıştığımız için aslında tam olarak bu konuya odaklı bölümler çalışmıyoruz, onun için ben zaman zaman farklı günleri anımsayarak ve özellikle o günlerde yaşanmış bu tarihsel olayları vurgulayarak toplantılarımızın devamını uygun görüyorum. Bu hafta kilise tarihinde palmiye pazarı diye bilinen bir bölüm ve birazdan bunun nedenini göreceksiniz. Başlamadan önce bu vaazın normalden farklı olarak iki küçük vaazcık olarak vereceğim, ilk olarak İsa Mesih’in Yeruşalim’e girişinden bahsedeceğim ki bugün bu olayın yıldönümüdür, ikinci olarak da Halkın İsa Mesih’e karşı olan tutumundan ve çarmıha gerilişinden bahsedeceğim. Bu bölümde aslında Kutsal Cuma olarak kutlanılan güne tekabül ediyor, fakat Cuma günü toplanmayacağımız için, bugünü iki bölüme ayırmayı uygun buldum. Bu iki bölümde iki ayrı “seslenmeyi, bağırışı yada çığlığı göreceğiz”.
Okuma: Luka 19:28-40 (diğer okumalar - Mark 11:1-11, Matthew 21:1-11, John 12:12-19)
Giriş: Eskiden birçok savaş meydanlarda yapılırdı biliyorsunuz, yani halk şehirle düşman arasında bir barikat kurar ve şehri savunurdu –tabii duvarları yoksa şehrin-. Böylece şehre zarar gelmeden savaş sonlandırılmaya çalışılırdı. Büyük İskender’de böyle birçok savaşını kazandıktan sonra kazandığı şehre savaş atıyla girer ve halkın gözleri önünde yavaş yavaş şehrin sokaklarında gövde gösterisi yapardı. Halk kime kulluk edeceğini görürdü böylece. Ve işte İsrail halkının beklenen Kralı eşeğe binmiş geliyordu. İsa’nın Yeruşalim’e girişi bir krallık ilanı gibi oluyor, herkes çok heyecanlı, çığlıklar, bağırışlar yükseliyor, insanlar İsa’nın önüne kıyafetlerini ve palmiye dallarını çıkartıp koyuyorlar, Büyük İskender olayının aksine insanlar bu Kralın lider olmasını istiyorlar. Ortam tam bir şenlik ve sevinç havası. Hatta Zekeriya (9:9) kitabında ki peygamberlik bile gerçekleşiyor ve Kral olan Mesih şehre bir eşekle giriyor, Zekeriya; gelen bu kralın alçakgönüllü olacağını söylüyor, oysa az önce bahsettiğimiz gibi krallar genellikle savaşta kullanılan atlara binerlerdi ve büyük bir asker ordusuyla gezerlerdi. Bu noktada size Eski Antlaşmada yapılan peygamberliklere dayanarak, İsrail halkının beklediği gelecek olan bu kralın, ülkeyi Roma yönetiminden kurtarıp tekrar, eski ve ihtişamlı İsrail Krallığına döndüreceğini sanıyorlar. Bu nokta gerçekten önemli çünkü halkın beklediği Kral, İsa Mesih’in Krallık rolünden çok farklıdır.
Gelene Yücelik, Çünkü o Mucizeler Yaptı (12:18)
İsrail halkı gelen bu öğretmene yücelik vermeye başlıyor, Yeruşalim’e girişi sırasında. Yuhanna kitabı, İsa Mesih’in yapmış olduğu mucizelerin halkın onu Kral olarak kabul etmesini sağladığını gösteriyor. İsa Mesih’in yaptığı mucizeler, gezileri sırasında birçokları tarafından görüldü.
Gelene Yücelik, Çünkü o Peygamberdir (Mat 21:11)
Öğretişlerini dinleyen herkesin ağzı açık kalıyordu, İsa çocukluğundan beri hep hikmetli biri olmuştu ve dünyada Baba Tanrı’nın sözlerini paylaşmak için vardı. İnsanlar bu Nasıra’dan Peygamber İsa’dır diyorlardı. Kutsal Kitap, İsa Mesih’in Tanrı’nın sözü olarak tanımlıyor, yani Mesih’in yaptığı iş Tanrı’nın sözünü paylaşmaktan –peygamberlikten- çok ötedir Tanrı’nın sözüdür, Mesih’in söylediği her söz Tanrı’dandır ve attığı her adım Tanrısaldır, Babayı Mesih’in yaşamında görebiliriz.
Gelene Yücelik, Çünkü Kraldır (Yuh 12:13)
İsa, Yeruşalim’e girdiğinde büyük bir kalabalık, ona övgüler sunuyordu. Hozana -şimdi kurtar- diye sesleniyorlar. Hurma dalları ve giyisilerini İsa’nın önüne bir hürmet göstergesi olarak koyuyorlar –kırmızı halı töreni gibi, ilginçtir biz Paris Hilton’a seriyoruz-. İsrail’in Kralına övgüler sunuyor halk ve artık bir Kralın geldiğinden eminler, bu Kral bizi bütün bu sıkıntılardan kurtaracak, Davut’un tahtına çıkıp bizi Romalılardan kurtaracak ve özgür kılacak. Yapacağı bu kurtarış işi için mesh edilmiş olan Kral, birçokları tarafından kabul görülüyor.
Mesih Kâhindir ve Aracılık İşi Kâhin ile yapılır.
Fakat bahsettiğimiz bu olaylar gerçekten bir kişinin Kurtarıcıya iman ettiğini mi gösterir. Yehova Şahitleri’de Mesih’in Krallık ve Peygamberlik rolünde olduğunu ve mucizeler yaptığını söylüyorlar. O zaman bu takip edenler ister söylediklerine inansınlar ister sahte bir şekilde gelen kişiyi karşılasınlar, hala onun öğrencileri olamıyorlar. Çünkü Mesih’in Krallık, Peygamberlik doğası yanı sıra çok önemli bir üçüncü görevi var, buda Kahinlik. Ancak Kahin
Mesih’in Krallığı gözle görünür değildir, kurtarışı da öyle. Sadece Peygamber ya da Kral’da değildir, aynı zamanda Kâhinlik görevini de yapar ve Baba Tanrı ile aracılığı sağlar. Yani Mesih’in Kral olması için Sezar’ı yenmesi değil, kendi canını vermesi gerekiyordu. Eğer senin Mesih Kralınsa, onun ardın sıra gitmelisin.
Kralımız diye şarkılar söyleyen, sevinç çığlıkları atan bu halk ne yaptı. İlahimizden sonra bundan bahsedeceğiz.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bağırışlar: Çarmıha Ger - Luka 23:13-25 Kerem Koç, APK, 28 Mart 2010
Giriş: İsa’yı Mucizeler yapan bir Peygamber ve İsrail halkı için seçilmiş ve Meshedilmiş Kral olarak kabul eden halk, İsa’nın şehirde geçirdiği ve öğrettiği zaman içinde bir anda değişiyorlar. İsa, Yeruşalim’de kaldığı bir hafta boyunca, insanlara öğretmeye devam ediyor, bu durumdan çok rahatsız olan din bilginleri ona tuzak kurmaya karar veriyorlar. Daha birkaç gün önce sevinç çığlıkları atan halkın sesleri bir anda değişti gördüğünüz gibi, artık “çarmıha gerin onu” diye çıkıyor bu sesler. Bazen desteklediğimiz takımlar için aynı şey söz konusu öyle değil mi? Takım kazanırken “Ali Şen Başkan Fenerbahçe şampiyon” diye seslenirken, şampiyon olamayınca “Başkan istifa, başkan istifa” bağırıyoruz. Mesih’in yaptığı mucizeler, belirtiler ve öğretişi artık kimsenin umurunda değil. Halk artık onun bir kurtarıcı olmadığını düşünüyor, yada bekledikleri şekilde bir kurtarıcı olmadığını. Gelen Krala yücelik şarkıları söyleyen, onun peygamberliğini deklare eden halk, bir anda İsa’yı karşısına alıyor.
Okuma: Luka 23:13-25
Halka göre neden İsa Kral değil? Dünyasal Kral olarak başa geçmedi.
Peki neden? Aslında birkaç neden var ancak en önemlisi sanırım bekledikleri Kralın bu adam olmadıklarına karar vermeleri. Halk gelecek Kralın, dünyasal bir lider olacağından öyle eminler ki, Yeşaya 53. bölümdeki, Mesih’in ölmesi gerekiyor öğretisini algılayamıyorlar. Bu noktada yanlış bir yorumlama yapıyorlar bu halk, tabii bizde zaman zaman yanlış yargılara varsak da, bu kadar temel bir noktada yanlışlık gerçekten vahim. Günümüzde ki bir çok Kutsal Kitabı yada bir kısmını Tanrı sözü olarak kullanan gruplarının Mesih’in kimliği konusunda hatalar yaptığını görüyoruz. Bazıları -Yahudiler- hala Mesih’i beklerken, Müslümanlar Mesih’ten sonra yeni bir peygamber çıktığını söylüyor yada Yahova Şahitleri aynı bu bölümde okuduğumuz halk gibi Mesih’in kimliği hakkında tamamıyla farklı bir sonuca ulaştıklarını görüyoruz. Maalesef bu ölümcül bir hatadır, Mesih’in kimliği Kutsal Kitap tarafından net ve temiz bir şekilde açıklanmıştır, bugün bile farklı ilahiyatsal görüşleri olan birçok kiliseler bu konuda hem fikirler, Mesih, Baba Tanrı ile aramızda olan aracımızdır ve günahlarımız için çekilmesi gereken cezayı çekmiştir. Bizler onun yaralarıyla şifa buluruz.
Halka göre neden Mesih Kral değil? Roma Egemenliğinden Kurtarmadı.
Peki başka hangi noktada yanıldılar… Sadece Mesih’in Krallıklar işi konusunda değil ancak kurtarıcılığı konusunda yanıldılar, Mesih, İsrail halkının dünyasal kralı olmayacağı gibi, kurtuluşu da dünyadan olmayacaktı. Mesihsel Krallığın ve Kurtuluşun göksel olduğunu görüyoruz, Mesih hiçbir zaman dünyada bir Krallık ve Roma hükümetinden kurtuluş öğretisini anlatmadı, ama onlar Roma İmparatorluğunun liderliğinden, vergilerinden ve özgürlük kısıtlamalarından bıkmışlardı. Kurtulmaları gereken olayın bu olduğunu düşündüler. Oysa çok daha önemli bir şeyden kurtardı İsa onları. Daima göksel Krallıktan ve kurtuluştan bahsetti. Luka 17’de Tanrı’nın Krallığı görünür şekilde gelmez, o içinizdedir” dedi.
Halka göre neden Mesih Kral değil? Tanrılığını İlan Etti
Daha birkaç gün önce sevinç çığlıkları atan halkın sesleri “çarmıha gerin onu” diye çıkıyor şimdi. Beklentiler gerçekleşmedi, Romalılar alt edilmedi, kral olmadı, hatta İsa, Sezara verginizi ödeyin bile dedi. Ayrıca dini liderler “Bu adam Tanrı’nın oğluyum” dedi diye onu öldürmek istediler. Mesih’in Yahudi dinine karşı geldiğini iddiaları da tabii ki halkı etkilemiş olmalı. Çünkü bütün liderler İsa’ya karşı çıkınca, halkta dini liderleri destekledi.
Günahın Ücreti Ölüm
Daha sonra ne oldu… İlk önce öğrencilerinden Yahuda İskaryot tarafından ele verildi, dini liderlerin zorlamasıyla yargılandı, suçsuz bulundu, dini liderlerin baskısıyla Roma Valisi tarafından kırbaçlandı, insanlar tarafından aşağılandı, işkence edildi ve son olarak ta çarmıha gerilerek öldürüldü ve gömüldü. Her ne kadar bundan gelecek hafta daha fazla bahsedecek olsak ta, biraz olsun bizim bu cinayette ki payımızdan bahsetmek istiyorum. Aslında her birimizi bu cinayette rolü var. Çünkü Kutsal Kitap, İsa Mesih’e verilen bu cezanın insanların günahından kaynaklandığını söylüyor. İnsan’ın günahı, Mesih’i çarmıha geren nedendir ve her birimiz günahlıyız. Mesih günahlarımız için çarmıhta öldüğüne göre bizlerde Mesih için günaha ölmeliyiz. Günahın ücreti ölümdür ve Mesih ölüm acısını bizler için tattı. Bunun için her bir günahlının günahlarından tövbe edip, Mesih’in kurtarıcılığına iman etmesi bizim imanımızın temelidir.
Bağırışlar
Bağırışlar sustu, ilk önce Mesih’i yücelten bağırışlar sonrada onu çarmıha ger sesleri artık dindi. Çünkü artık Tanrı Oğlu ve Kurtarıcı olduğunu iddia eden adam öldürülmüştü. Halk tatmin olmuştu. Fakat hikâye böyle bitmiyor öyle değil mi? Her ne kadar bu hafta hikayenin sonunu rezil etmek istemesem de hepimizin bildiği bir şey gerçekleşiyor. Ben bugün buraya sadece İsa’nın Yeruşalim’e girişini ve öldürüşünü vaaz etmeye gelmedim, hatta ölü bir kurtarıcıdan da söz etmeye gelmedim. Çünkü hikaye böyle bitmiyor. Ben her hafta Mesih’in kurtarışını vaaz ediyorum ve buda Mesih’in 3. gün dirilmesini temel alıyor. Önümüzde ki hafta sadece bu konu üzerinde duracak olsak ta, ben Mesih’in dirildiğini ve Tanrı Oğlu ve Kurtarıcı olduğunu söylemeden vaazımı bitirmeyeceğim.
İlk önce yücedir diye bağıran diller sonra çarmıha gerin onu diye bağırdı.
Peki biz ne diye bağırıyoruz kardeşlerim? Bizim ağzımızda ki sözler neler? Rabbe “yücesin” diye mi sesleniyoruz, yoksa “çarmıha gerin” diye mi sesleniyoruz. Yücesin diyenler yüceltilecek, öldürün diyenler, sonsuz ölüme gönderilecek.
Konu: Her ne kadar Kilise takvimini takip etmeyen bir topluluk olsak da ve Kilise takviminde ki bazı olayların aslında her hafta anımsanması taraftarıyız. Örneğin her pazar günü aslında Mesih’in dirilişini kutluyoruz ve bunu anımsıyoruz, fakat farklı bölümleri çalıştığımız için aslında tam olarak bu konuya odaklı bölümler çalışmıyoruz, onun için ben zaman zaman farklı günleri anımsayarak ve özellikle o günlerde yaşanmış bu tarihsel olayları vurgulayarak toplantılarımızın devamını uygun görüyorum. Bu hafta kilise tarihinde palmiye pazarı diye bilinen bir bölüm ve birazdan bunun nedenini göreceksiniz. Başlamadan önce bu vaazın normalden farklı olarak iki küçük vaazcık olarak vereceğim, ilk olarak İsa Mesih’in Yeruşalim’e girişinden bahsedeceğim ki bugün bu olayın yıldönümüdür, ikinci olarak da Halkın İsa Mesih’e karşı olan tutumundan ve çarmıha gerilişinden bahsedeceğim. Bu bölümde aslında Kutsal Cuma olarak kutlanılan güne tekabül ediyor, fakat Cuma günü toplanmayacağımız için, bugünü iki bölüme ayırmayı uygun buldum. Bu iki bölümde iki ayrı “seslenmeyi, bağırışı yada çığlığı göreceğiz”.
Okuma: Luka 19:28-40 (diğer okumalar - Mark 11:1-11, Matthew 21:1-11, John 12:12-19)
Giriş: Eskiden birçok savaş meydanlarda yapılırdı biliyorsunuz, yani halk şehirle düşman arasında bir barikat kurar ve şehri savunurdu –tabii duvarları yoksa şehrin-. Böylece şehre zarar gelmeden savaş sonlandırılmaya çalışılırdı. Büyük İskender’de böyle birçok savaşını kazandıktan sonra kazandığı şehre savaş atıyla girer ve halkın gözleri önünde yavaş yavaş şehrin sokaklarında gövde gösterisi yapardı. Halk kime kulluk edeceğini görürdü böylece. Ve işte İsrail halkının beklenen Kralı eşeğe binmiş geliyordu. İsa’nın Yeruşalim’e girişi bir krallık ilanı gibi oluyor, herkes çok heyecanlı, çığlıklar, bağırışlar yükseliyor, insanlar İsa’nın önüne kıyafetlerini ve palmiye dallarını çıkartıp koyuyorlar, Büyük İskender olayının aksine insanlar bu Kralın lider olmasını istiyorlar. Ortam tam bir şenlik ve sevinç havası. Hatta Zekeriya (9:9) kitabında ki peygamberlik bile gerçekleşiyor ve Kral olan Mesih şehre bir eşekle giriyor, Zekeriya; gelen bu kralın alçakgönüllü olacağını söylüyor, oysa az önce bahsettiğimiz gibi krallar genellikle savaşta kullanılan atlara binerlerdi ve büyük bir asker ordusuyla gezerlerdi. Bu noktada size Eski Antlaşmada yapılan peygamberliklere dayanarak, İsrail halkının beklediği gelecek olan bu kralın, ülkeyi Roma yönetiminden kurtarıp tekrar, eski ve ihtişamlı İsrail Krallığına döndüreceğini sanıyorlar. Bu nokta gerçekten önemli çünkü halkın beklediği Kral, İsa Mesih’in Krallık rolünden çok farklıdır.
Gelene Yücelik, Çünkü o Mucizeler Yaptı (12:18)
İsrail halkı gelen bu öğretmene yücelik vermeye başlıyor, Yeruşalim’e girişi sırasında. Yuhanna kitabı, İsa Mesih’in yapmış olduğu mucizelerin halkın onu Kral olarak kabul etmesini sağladığını gösteriyor. İsa Mesih’in yaptığı mucizeler, gezileri sırasında birçokları tarafından görüldü.
Gelene Yücelik, Çünkü o Peygamberdir (Mat 21:11)
Öğretişlerini dinleyen herkesin ağzı açık kalıyordu, İsa çocukluğundan beri hep hikmetli biri olmuştu ve dünyada Baba Tanrı’nın sözlerini paylaşmak için vardı. İnsanlar bu Nasıra’dan Peygamber İsa’dır diyorlardı. Kutsal Kitap, İsa Mesih’in Tanrı’nın sözü olarak tanımlıyor, yani Mesih’in yaptığı iş Tanrı’nın sözünü paylaşmaktan –peygamberlikten- çok ötedir Tanrı’nın sözüdür, Mesih’in söylediği her söz Tanrı’dandır ve attığı her adım Tanrısaldır, Babayı Mesih’in yaşamında görebiliriz.
Gelene Yücelik, Çünkü Kraldır (Yuh 12:13)
İsa, Yeruşalim’e girdiğinde büyük bir kalabalık, ona övgüler sunuyordu. Hozana -şimdi kurtar- diye sesleniyorlar. Hurma dalları ve giyisilerini İsa’nın önüne bir hürmet göstergesi olarak koyuyorlar –kırmızı halı töreni gibi, ilginçtir biz Paris Hilton’a seriyoruz-. İsrail’in Kralına övgüler sunuyor halk ve artık bir Kralın geldiğinden eminler, bu Kral bizi bütün bu sıkıntılardan kurtaracak, Davut’un tahtına çıkıp bizi Romalılardan kurtaracak ve özgür kılacak. Yapacağı bu kurtarış işi için mesh edilmiş olan Kral, birçokları tarafından kabul görülüyor.
Mesih Kâhindir ve Aracılık İşi Kâhin ile yapılır.
Fakat bahsettiğimiz bu olaylar gerçekten bir kişinin Kurtarıcıya iman ettiğini mi gösterir. Yehova Şahitleri’de Mesih’in Krallık ve Peygamberlik rolünde olduğunu ve mucizeler yaptığını söylüyorlar. O zaman bu takip edenler ister söylediklerine inansınlar ister sahte bir şekilde gelen kişiyi karşılasınlar, hala onun öğrencileri olamıyorlar. Çünkü Mesih’in Krallık, Peygamberlik doğası yanı sıra çok önemli bir üçüncü görevi var, buda Kahinlik. Ancak Kahin
Mesih’in Krallığı gözle görünür değildir, kurtarışı da öyle. Sadece Peygamber ya da Kral’da değildir, aynı zamanda Kâhinlik görevini de yapar ve Baba Tanrı ile aracılığı sağlar. Yani Mesih’in Kral olması için Sezar’ı yenmesi değil, kendi canını vermesi gerekiyordu. Eğer senin Mesih Kralınsa, onun ardın sıra gitmelisin.
Kralımız diye şarkılar söyleyen, sevinç çığlıkları atan bu halk ne yaptı. İlahimizden sonra bundan bahsedeceğiz.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bağırışlar: Çarmıha Ger - Luka 23:13-25 Kerem Koç, APK, 28 Mart 2010
Giriş: İsa’yı Mucizeler yapan bir Peygamber ve İsrail halkı için seçilmiş ve Meshedilmiş Kral olarak kabul eden halk, İsa’nın şehirde geçirdiği ve öğrettiği zaman içinde bir anda değişiyorlar. İsa, Yeruşalim’de kaldığı bir hafta boyunca, insanlara öğretmeye devam ediyor, bu durumdan çok rahatsız olan din bilginleri ona tuzak kurmaya karar veriyorlar. Daha birkaç gün önce sevinç çığlıkları atan halkın sesleri bir anda değişti gördüğünüz gibi, artık “çarmıha gerin onu” diye çıkıyor bu sesler. Bazen desteklediğimiz takımlar için aynı şey söz konusu öyle değil mi? Takım kazanırken “Ali Şen Başkan Fenerbahçe şampiyon” diye seslenirken, şampiyon olamayınca “Başkan istifa, başkan istifa” bağırıyoruz. Mesih’in yaptığı mucizeler, belirtiler ve öğretişi artık kimsenin umurunda değil. Halk artık onun bir kurtarıcı olmadığını düşünüyor, yada bekledikleri şekilde bir kurtarıcı olmadığını. Gelen Krala yücelik şarkıları söyleyen, onun peygamberliğini deklare eden halk, bir anda İsa’yı karşısına alıyor.
Okuma: Luka 23:13-25
Halka göre neden İsa Kral değil? Dünyasal Kral olarak başa geçmedi.
Peki neden? Aslında birkaç neden var ancak en önemlisi sanırım bekledikleri Kralın bu adam olmadıklarına karar vermeleri. Halk gelecek Kralın, dünyasal bir lider olacağından öyle eminler ki, Yeşaya 53. bölümdeki, Mesih’in ölmesi gerekiyor öğretisini algılayamıyorlar. Bu noktada yanlış bir yorumlama yapıyorlar bu halk, tabii bizde zaman zaman yanlış yargılara varsak da, bu kadar temel bir noktada yanlışlık gerçekten vahim. Günümüzde ki bir çok Kutsal Kitabı yada bir kısmını Tanrı sözü olarak kullanan gruplarının Mesih’in kimliği konusunda hatalar yaptığını görüyoruz. Bazıları -Yahudiler- hala Mesih’i beklerken, Müslümanlar Mesih’ten sonra yeni bir peygamber çıktığını söylüyor yada Yahova Şahitleri aynı bu bölümde okuduğumuz halk gibi Mesih’in kimliği hakkında tamamıyla farklı bir sonuca ulaştıklarını görüyoruz. Maalesef bu ölümcül bir hatadır, Mesih’in kimliği Kutsal Kitap tarafından net ve temiz bir şekilde açıklanmıştır, bugün bile farklı ilahiyatsal görüşleri olan birçok kiliseler bu konuda hem fikirler, Mesih, Baba Tanrı ile aramızda olan aracımızdır ve günahlarımız için çekilmesi gereken cezayı çekmiştir. Bizler onun yaralarıyla şifa buluruz.
Halka göre neden Mesih Kral değil? Roma Egemenliğinden Kurtarmadı.
Peki başka hangi noktada yanıldılar… Sadece Mesih’in Krallıklar işi konusunda değil ancak kurtarıcılığı konusunda yanıldılar, Mesih, İsrail halkının dünyasal kralı olmayacağı gibi, kurtuluşu da dünyadan olmayacaktı. Mesihsel Krallığın ve Kurtuluşun göksel olduğunu görüyoruz, Mesih hiçbir zaman dünyada bir Krallık ve Roma hükümetinden kurtuluş öğretisini anlatmadı, ama onlar Roma İmparatorluğunun liderliğinden, vergilerinden ve özgürlük kısıtlamalarından bıkmışlardı. Kurtulmaları gereken olayın bu olduğunu düşündüler. Oysa çok daha önemli bir şeyden kurtardı İsa onları. Daima göksel Krallıktan ve kurtuluştan bahsetti. Luka 17’de Tanrı’nın Krallığı görünür şekilde gelmez, o içinizdedir” dedi.
Halka göre neden Mesih Kral değil? Tanrılığını İlan Etti
Daha birkaç gün önce sevinç çığlıkları atan halkın sesleri “çarmıha gerin onu” diye çıkıyor şimdi. Beklentiler gerçekleşmedi, Romalılar alt edilmedi, kral olmadı, hatta İsa, Sezara verginizi ödeyin bile dedi. Ayrıca dini liderler “Bu adam Tanrı’nın oğluyum” dedi diye onu öldürmek istediler. Mesih’in Yahudi dinine karşı geldiğini iddiaları da tabii ki halkı etkilemiş olmalı. Çünkü bütün liderler İsa’ya karşı çıkınca, halkta dini liderleri destekledi.
Günahın Ücreti Ölüm
Daha sonra ne oldu… İlk önce öğrencilerinden Yahuda İskaryot tarafından ele verildi, dini liderlerin zorlamasıyla yargılandı, suçsuz bulundu, dini liderlerin baskısıyla Roma Valisi tarafından kırbaçlandı, insanlar tarafından aşağılandı, işkence edildi ve son olarak ta çarmıha gerilerek öldürüldü ve gömüldü. Her ne kadar bundan gelecek hafta daha fazla bahsedecek olsak ta, biraz olsun bizim bu cinayette ki payımızdan bahsetmek istiyorum. Aslında her birimizi bu cinayette rolü var. Çünkü Kutsal Kitap, İsa Mesih’e verilen bu cezanın insanların günahından kaynaklandığını söylüyor. İnsan’ın günahı, Mesih’i çarmıha geren nedendir ve her birimiz günahlıyız. Mesih günahlarımız için çarmıhta öldüğüne göre bizlerde Mesih için günaha ölmeliyiz. Günahın ücreti ölümdür ve Mesih ölüm acısını bizler için tattı. Bunun için her bir günahlının günahlarından tövbe edip, Mesih’in kurtarıcılığına iman etmesi bizim imanımızın temelidir.
Bağırışlar
Bağırışlar sustu, ilk önce Mesih’i yücelten bağırışlar sonrada onu çarmıha ger sesleri artık dindi. Çünkü artık Tanrı Oğlu ve Kurtarıcı olduğunu iddia eden adam öldürülmüştü. Halk tatmin olmuştu. Fakat hikâye böyle bitmiyor öyle değil mi? Her ne kadar bu hafta hikayenin sonunu rezil etmek istemesem de hepimizin bildiği bir şey gerçekleşiyor. Ben bugün buraya sadece İsa’nın Yeruşalim’e girişini ve öldürüşünü vaaz etmeye gelmedim, hatta ölü bir kurtarıcıdan da söz etmeye gelmedim. Çünkü hikaye böyle bitmiyor. Ben her hafta Mesih’in kurtarışını vaaz ediyorum ve buda Mesih’in 3. gün dirilmesini temel alıyor. Önümüzde ki hafta sadece bu konu üzerinde duracak olsak ta, ben Mesih’in dirildiğini ve Tanrı Oğlu ve Kurtarıcı olduğunu söylemeden vaazımı bitirmeyeceğim.
İlk önce yücedir diye bağıran diller sonra çarmıha gerin onu diye bağırdı.
Peki biz ne diye bağırıyoruz kardeşlerim? Bizim ağzımızda ki sözler neler? Rabbe “yücesin” diye mi sesleniyoruz, yoksa “çarmıha gerin” diye mi sesleniyoruz. Yücesin diyenler yüceltilecek, öldürün diyenler, sonsuz ölüme gönderilecek.