Duvarları Yeniden İnşa Etmek
Bölüm 2: İnşa Planı - Nehemya 2:1-8 Kerem Koç, APK, 21 Şubat 2010
Geçen Haftaya Bakış:
Geçen hafta, Yeruşalim’in Sürgün zamanında ki durumundan ve halkın sıkıntılarından bahsettik, bu zor zamanların kendi günahlarından kaynaklandığını fark ettik. Bu durumun Nehemya’yı ne kadar üzdüğünü ve halkı için tövbe ettiğini gördük, ve en sonunda da Nehemya’nın bir umudunun olduğunu anımsadık, Tanrı’nın vaadi...
Okuma: Nehemya 2:1-8
Neh 2:1 Kral Artahşasta'nın krallığının yirminci yılı, Nisan ayıydı. Krala getirilen şarabı alıp kendisine sundum. O güne kadar beni hiç üzgün görmemişti.
Neh 2:2 Bu yüzden, "Neden böyle üzgün görünüyorsun?" diye sordu, "Hasta olmadığına göre, bir derdin olmalı." Çok korktum.
Neh 2:3 Krala, "Tanrı sana uzun ömürler versin" dedim, "Atalarımın gömüldüğü kent yıkıldı, kapıları yakıldı. Nasıl üzülmem?"
Neh 2:4-5 Kral, "Dileğin ne?" diye sordu. Göklerin Tanrısı'na dua edip krala şöyle dedim: "Eğer uygun görüyorsan, benden hoşnut kaldınsa, lütfen beni Yahuda'ya, atalarımın gömüldüğü kente gönder; kenti onarayım."
Neh 2:6 Kral kraliçeyle birlikte oturuyordu. "Yolculuğun ne kadar sürer?" diye sordu, "Ne zaman dönersin?" Böylece kral dileğimi uygun buldu ve beni göndermeyi kabul etti. Ona ne zaman döneceğimi söyledim.
Neh 2:7 Sonra şöyle dedim: "Uygun görüyorsan, Yahuda'ya varmamı sağlamaları için, Fırat'ın batı yakasındaki valilere birer mektup yazılsın.
Neh 2:8 Bir de kralın orman sorumlusu Asaf'a bir mektup götürmek istiyorum. Tapınağın yanındaki kalenin kapıları, kent surları ve oturacağım evin yapımı için bana kereste versin." Tanrım bana destek olduğu için kral dileklerimi yerine getirdi.
Giriş: Hayatlarımızda yaptığımız neredeyse her ciddi işte bir hazırlık yaparız. Bu hazırlık; işlerin düzgün yürümesini ve işin sonunda alacağımız sonuçların olumlu olmasını sağlamak için attığımız mantıklı bir adımdır. Yıkılmış olan her kentin, her binanın da tekrar onarılması için bir inşa planı olmalıdır. Hıristiyanların yaptıkları hazırlıklar bir çok insanınkine göre aslında farklıdır, yada farklı olmalıdır. Yaptığımız planlar Tanrı’dan gelmelidir ve Tanrı’yı yüceltmelidir. Nehemya’nın yapmış olduğu planda aslında Tanrı’nın yönlendirilmesi ile olmuştur.
Plan; Dua ve Tanrı’yı Dinleme ile Ortaya Çıkar:
Nehemya’nın en önemli kişisel özelliklerinden birinin ‘dua’ olduğunu görüyoruz kitap boyunca. Ne zaman bir ihtiyacı olsa hemen dizlerinin üzerinde elleri birbirine bağlanmış bir şekilde buluyoruz onu. Nehemya kitap boyunca devamlı dua eden bir karakter olarak görülüyor. Bu onu başarılı kılan nedenlerden biri, her zaman Rab’be danışıyor olması. Sadece danışması değil aynı zamanda Rabbi dinliyor olması. Biz zaman zaman duanın tek taraflı bir iletişim olduğunu düşünüyoruz oysaki dua çift yönlü bir iletişimdir. Sadece biz Rabbe konuşmayız ancak aynı zamanda onu dinleriz. Dolayısıyla Tanrısal bir yaklaşımın ilk önce dua ve Rabbi dinlemek ile başladığını söyleyebiliriz. Nehemya Tanrı’yı dinledi ve Yeruşalim’de yapması gerekenlerle ilgili bir esin aldı ve buna uygun bir plan hazırladı. İlk ayetlerde Nehemya’nın Nisan ayında olduğunu yazıyor, oysa ki Yahudi arkadaşları ona ‘Yeruşalim ve Halk hakkında’ mesaj getirdikleri zaman aylardan Aralıktı. Bu süreç içerisinde Nehemya’nın dua ettiğini biliyoruz, günlerce yas tutup oruç ve dua ile Tanrı’ya yakarmıştı Nehemya. Bu dört aylık zaman içerisinde ise Kralına mutlu görünmüş ve hizmetini gerektiği gibi yapmıştır ve daha da önemlisi sabırla beklemiştir. Bu anlamda duaların her zaman kısa sürede cevaplanmadığını öğrenebiliriz. Fakat şunu bilmeliyiz ki her duanın bir cevabı vardır.
Mars Hill Kilisesi’nin Pastör’ü Mark Driscoll şöyle diyor. ‘Dualarımız her zaman cevaplanır, bu üç şekilde olur. 1.si Tanrı evet der, 2.si Tanrı hayır der, 3.sü ise Tanrı henüz değil der'. (1)
Nehemya’nın bu uzun dua ve tapınma zamanı 4 ay boyunca ‘henüz değil’ olarak cevaplandı. Fakat O sabırla bekledi. Nehemya’nın bu konuda artık çok acı çektiği bir noktaya geldiğinde Kralın bunu fark ettiğini görüyoruz. Çünkü Nehemya’nın üzgün olduğunu fark etmiştir. ‘Neden böyle üzgünsün, bir derdin mi var?’ diye sorar Nehemya’ya. Kralın karşısında devamlı mutlu görünmesi gereken kraliyet çalışanlarından biri olan Nehemya, durumdan çok korkar. Özellikle sakilik gibi önemli bir görevi olduğundan yoktan yere bir şüphe uyandırmak istemez tabii ki. Bir an için Kralı öldürmek isteyen biri gibi görünmüş olabilir. Bunun üzerine ‘Aman efendim Tanrı size uzun ömürler versin’ diyerek Kralın emrinde olduğunu gösterir. Her ne kadar Nehemya korkmuş olsa da, atalarının ve ait olduğu şehrin durumun anlatır. Bunun üzerine beklenmedik bir şekilde Kral ona ‘dileğin nedir?’ diye sorar. Bu noktada yine Nehemya’nın duacı karakterini görüyoruz, hemen oracıkta beklide daha Kralın yüzüne bakarken dua etmeye başlıyor. ‘Rab yardım elini uzat, dudaklarımı bereketle’. Her zaman uzun uzun dua etmek zorunda değiliz, zaman zaman kısa fakat yürekten olan dualarda etkilidir. Bazı durumlarda uzun uzadıya dua edemeyiz, kısa kesmemiz gerekebilir, uçurumdan düşerken Rabbin Duasını okuma planı pek yararlı olmayabilir. Nehemya’da hemen bir dua ile Rabbin önüne gidiyor ve sözlerini söylemeden önce Rabbe danışıyor. Tabii ki unutmamalıyız ki Dua, Tanrı ile zaman geçirmeyi kapsar, Rabbimiz İsa Mesih’in dağlara çıkıp tüm geceyi dua ederek geçirdiğini unutmamalıyız.
Plan; İyi Bir Şekilde Sunulmalıdır.
Bunun üzerine Nehemya kafasında zaten tasarlamış olduğunu gördüğümüz planını Krala sunmaya başlıyor. Öncelikle kibar bir şekilde yapmış olduğu isteğinden bahsediyor. ‘Eğer benden hoşnut kaldınsa, beni memleketime gönder, bende kentimi onarayım’. Bu kibar ve akıllıca sorunun ardından Nehemya düzenli, hikmetli ve bir o kadar da üzerinde düşünülmüş olan planını Krala anlatıyor. Öncelikle ne zaman döneceğini kesin olarak bildiriyor. Sonra güvenliği için ihtiyacı olacak mektupların yazılmasını istiyor ve son olarak ta hem kale kapıları, hem duvarlar, hem de kendi evi olacak yerin inşaatı için kullanılacak odunları sağlaması için İl, Çevre ve Orman müdürlüğüne yazı götürmek istiyor. Nehemya her şeyi öyle iyi organize etmiş ki, kralı soru sorduğuna soracağına pişman ediyor. Nehemya yapmak istediği şeyin ne olduğunu tam olarak biliyor. Sadece dua etmekle kalmıyor fakat yapmak istediği bir planı var ve vizyonu için atması gereken adımları bir bir atıyor. Ne yaptı Nehemya, aylarca dua etti, oruç tuttu, kendi dertlerini bir kenara bırakıp halkınınkini gözetti, muhtemelen iyi para kazandığı bir işi bir kenara bırakıp risk aldı, bunların üzerine muhtemelen günlerce bir inşa planı yaptı. Bu planını muhtemelen onu desteklemeyecek bir krala sundu. Lütfen canlandırın kafanızda, Nehemya adında bir garson kralın karşısına durup dururken çıkıyor ve krala diyor ki; ‘Ben memleketime gitmek istiyorum, bana güvenliğim için asker, inşa etmeyi planladığım binalar için maddi destek –kendi evimde buna dahil-, uzun süreli bir izin ve Yahudiye bölgesinde politik bir güç istiyorum. Acaba ayarlaman mümkün mü? Vay be…
Plan; Eğer Tanrı’nın İsteği İse Bereketlenir.
Kral ‘peki tamam, ne zaman dönersin’ diye yanıtlıyor. İnanılacak gibi değil. Kral belli ki Nehemya’nın uzun süre gitmesini istemiyor, fakat gerekli olan izini mucizevi bir şekilde veriyor. Nasıl oluyor bu? Nasıl olurda bir insan patronuna, uzun bir izin, para, asker, güç vesaire ister ve patronuna ona tamam geç kalma diye yanıtlar. Hatta genellikle Pers Kralları değişmez karakterleriyle bilinirler, hatta çok eski bir atasözü Persliler hakkında söyle diyor. ‘Boşuna bir şeyleri değiştirmeye çalışma, çünkü Medlerle Perslerin yasası gibidir' (2). Yani neredeyse asla değişmezdi. Bunun cevabı 8. ayette veriliyor. Nasıl oluyor da Kral Artahşasta Nehemya’nın gitmesine izin veriyor ve hatta onu destekliyor. ‘Tanrım bana destek olduğu için kral dileklerimi yerine getirdi’. Dünya’daki hiçbir krallık, hükümranlık, güç Tanrı’nın isteği dışına çıkamaz.Her şeyi yaratan egemen Tanrı aynı zamanda her şeyinde devamını arzu ettiği gibi sağlar. Zaman zamam zor sıkıntıda olduğumuz zaman Tanrı’ya kızıyoruz, oysa ki yaşadığımız her iyi yada kötü denenme Tanrı’nın kontrolü dışında gelişmez. Hatta ayet 12ye baktığımızda Nehemya’nın yapacağı iş ile ilgili bir Tanrı esini almış olduğunu görüyoruz, yani yaptığı şey bereketleniyor çünkü yapması gerekeni yapıyor, yani Tanrı’nın yönlendirdiği yöne gidiyor, kendi isteğine göre hareket etmiyor.
Peki Biz: Peki biz kardeşler bugün ne çıkartabiliriz bu mesajdan, kendimiz için, küçük topluluğumuz için.
Hayatlarımızda planlar yapıyoruz, fakat bazen Tanrı’ya danışmadan, dua etmeden yapıyoruz. Tanrı’ya konuşuyoruz fakat Tanrı’yı dinlemiyoruz. Oysa ki Tanrı bizleri verdiği esenlikle ve Kutsal Kitaptaki sözleri ile yönlendirmek istiyor. Biz istiyoruz, fakat kendimiz için istiyoruz. Nehemya kendini bir kenara bırakıp, Tanrı’nın topluluğu için istedi.
Bu topluluğun bugün burada olması herhangi birimizin kişisel isteği değildir, fakat Rabbin isteğidir. Hepimiz kendi isteklerini bir kenara bırakıp topluluğumuz için isteyelim bugün. Dua edelim ve her birimiz kendisine düşen küçük görevi iyi bir planlama ile yapsın. Tanrı’nın bitmeyen sevgisi, İsa Mesih’in kurtarışı ve Ruhun yardımı her an bizimle olacaktır. Bu Kilise’nin imanda ve paydaşlıkta büyümesi için Tanrı desteğini eksik etmeyecektir. Yeter ki her birimiz üzerimize düşen görevi yerine getirelim.
[1] Driscoll, Mark, Pray Like Jesus Series
[2] Swindoll, Charles, Hand Me Another Brick, page 45
Geçen Haftaya Bakış:
Geçen hafta, Yeruşalim’in Sürgün zamanında ki durumundan ve halkın sıkıntılarından bahsettik, bu zor zamanların kendi günahlarından kaynaklandığını fark ettik. Bu durumun Nehemya’yı ne kadar üzdüğünü ve halkı için tövbe ettiğini gördük, ve en sonunda da Nehemya’nın bir umudunun olduğunu anımsadık, Tanrı’nın vaadi...
Okuma: Nehemya 2:1-8
Neh 2:1 Kral Artahşasta'nın krallığının yirminci yılı, Nisan ayıydı. Krala getirilen şarabı alıp kendisine sundum. O güne kadar beni hiç üzgün görmemişti.
Neh 2:2 Bu yüzden, "Neden böyle üzgün görünüyorsun?" diye sordu, "Hasta olmadığına göre, bir derdin olmalı." Çok korktum.
Neh 2:3 Krala, "Tanrı sana uzun ömürler versin" dedim, "Atalarımın gömüldüğü kent yıkıldı, kapıları yakıldı. Nasıl üzülmem?"
Neh 2:4-5 Kral, "Dileğin ne?" diye sordu. Göklerin Tanrısı'na dua edip krala şöyle dedim: "Eğer uygun görüyorsan, benden hoşnut kaldınsa, lütfen beni Yahuda'ya, atalarımın gömüldüğü kente gönder; kenti onarayım."
Neh 2:6 Kral kraliçeyle birlikte oturuyordu. "Yolculuğun ne kadar sürer?" diye sordu, "Ne zaman dönersin?" Böylece kral dileğimi uygun buldu ve beni göndermeyi kabul etti. Ona ne zaman döneceğimi söyledim.
Neh 2:7 Sonra şöyle dedim: "Uygun görüyorsan, Yahuda'ya varmamı sağlamaları için, Fırat'ın batı yakasındaki valilere birer mektup yazılsın.
Neh 2:8 Bir de kralın orman sorumlusu Asaf'a bir mektup götürmek istiyorum. Tapınağın yanındaki kalenin kapıları, kent surları ve oturacağım evin yapımı için bana kereste versin." Tanrım bana destek olduğu için kral dileklerimi yerine getirdi.
Giriş: Hayatlarımızda yaptığımız neredeyse her ciddi işte bir hazırlık yaparız. Bu hazırlık; işlerin düzgün yürümesini ve işin sonunda alacağımız sonuçların olumlu olmasını sağlamak için attığımız mantıklı bir adımdır. Yıkılmış olan her kentin, her binanın da tekrar onarılması için bir inşa planı olmalıdır. Hıristiyanların yaptıkları hazırlıklar bir çok insanınkine göre aslında farklıdır, yada farklı olmalıdır. Yaptığımız planlar Tanrı’dan gelmelidir ve Tanrı’yı yüceltmelidir. Nehemya’nın yapmış olduğu planda aslında Tanrı’nın yönlendirilmesi ile olmuştur.
Plan; Dua ve Tanrı’yı Dinleme ile Ortaya Çıkar:
Nehemya’nın en önemli kişisel özelliklerinden birinin ‘dua’ olduğunu görüyoruz kitap boyunca. Ne zaman bir ihtiyacı olsa hemen dizlerinin üzerinde elleri birbirine bağlanmış bir şekilde buluyoruz onu. Nehemya kitap boyunca devamlı dua eden bir karakter olarak görülüyor. Bu onu başarılı kılan nedenlerden biri, her zaman Rab’be danışıyor olması. Sadece danışması değil aynı zamanda Rabbi dinliyor olması. Biz zaman zaman duanın tek taraflı bir iletişim olduğunu düşünüyoruz oysaki dua çift yönlü bir iletişimdir. Sadece biz Rabbe konuşmayız ancak aynı zamanda onu dinleriz. Dolayısıyla Tanrısal bir yaklaşımın ilk önce dua ve Rabbi dinlemek ile başladığını söyleyebiliriz. Nehemya Tanrı’yı dinledi ve Yeruşalim’de yapması gerekenlerle ilgili bir esin aldı ve buna uygun bir plan hazırladı. İlk ayetlerde Nehemya’nın Nisan ayında olduğunu yazıyor, oysa ki Yahudi arkadaşları ona ‘Yeruşalim ve Halk hakkında’ mesaj getirdikleri zaman aylardan Aralıktı. Bu süreç içerisinde Nehemya’nın dua ettiğini biliyoruz, günlerce yas tutup oruç ve dua ile Tanrı’ya yakarmıştı Nehemya. Bu dört aylık zaman içerisinde ise Kralına mutlu görünmüş ve hizmetini gerektiği gibi yapmıştır ve daha da önemlisi sabırla beklemiştir. Bu anlamda duaların her zaman kısa sürede cevaplanmadığını öğrenebiliriz. Fakat şunu bilmeliyiz ki her duanın bir cevabı vardır.
Mars Hill Kilisesi’nin Pastör’ü Mark Driscoll şöyle diyor. ‘Dualarımız her zaman cevaplanır, bu üç şekilde olur. 1.si Tanrı evet der, 2.si Tanrı hayır der, 3.sü ise Tanrı henüz değil der'. (1)
Nehemya’nın bu uzun dua ve tapınma zamanı 4 ay boyunca ‘henüz değil’ olarak cevaplandı. Fakat O sabırla bekledi. Nehemya’nın bu konuda artık çok acı çektiği bir noktaya geldiğinde Kralın bunu fark ettiğini görüyoruz. Çünkü Nehemya’nın üzgün olduğunu fark etmiştir. ‘Neden böyle üzgünsün, bir derdin mi var?’ diye sorar Nehemya’ya. Kralın karşısında devamlı mutlu görünmesi gereken kraliyet çalışanlarından biri olan Nehemya, durumdan çok korkar. Özellikle sakilik gibi önemli bir görevi olduğundan yoktan yere bir şüphe uyandırmak istemez tabii ki. Bir an için Kralı öldürmek isteyen biri gibi görünmüş olabilir. Bunun üzerine ‘Aman efendim Tanrı size uzun ömürler versin’ diyerek Kralın emrinde olduğunu gösterir. Her ne kadar Nehemya korkmuş olsa da, atalarının ve ait olduğu şehrin durumun anlatır. Bunun üzerine beklenmedik bir şekilde Kral ona ‘dileğin nedir?’ diye sorar. Bu noktada yine Nehemya’nın duacı karakterini görüyoruz, hemen oracıkta beklide daha Kralın yüzüne bakarken dua etmeye başlıyor. ‘Rab yardım elini uzat, dudaklarımı bereketle’. Her zaman uzun uzun dua etmek zorunda değiliz, zaman zaman kısa fakat yürekten olan dualarda etkilidir. Bazı durumlarda uzun uzadıya dua edemeyiz, kısa kesmemiz gerekebilir, uçurumdan düşerken Rabbin Duasını okuma planı pek yararlı olmayabilir. Nehemya’da hemen bir dua ile Rabbin önüne gidiyor ve sözlerini söylemeden önce Rabbe danışıyor. Tabii ki unutmamalıyız ki Dua, Tanrı ile zaman geçirmeyi kapsar, Rabbimiz İsa Mesih’in dağlara çıkıp tüm geceyi dua ederek geçirdiğini unutmamalıyız.
Plan; İyi Bir Şekilde Sunulmalıdır.
Bunun üzerine Nehemya kafasında zaten tasarlamış olduğunu gördüğümüz planını Krala sunmaya başlıyor. Öncelikle kibar bir şekilde yapmış olduğu isteğinden bahsediyor. ‘Eğer benden hoşnut kaldınsa, beni memleketime gönder, bende kentimi onarayım’. Bu kibar ve akıllıca sorunun ardından Nehemya düzenli, hikmetli ve bir o kadar da üzerinde düşünülmüş olan planını Krala anlatıyor. Öncelikle ne zaman döneceğini kesin olarak bildiriyor. Sonra güvenliği için ihtiyacı olacak mektupların yazılmasını istiyor ve son olarak ta hem kale kapıları, hem duvarlar, hem de kendi evi olacak yerin inşaatı için kullanılacak odunları sağlaması için İl, Çevre ve Orman müdürlüğüne yazı götürmek istiyor. Nehemya her şeyi öyle iyi organize etmiş ki, kralı soru sorduğuna soracağına pişman ediyor. Nehemya yapmak istediği şeyin ne olduğunu tam olarak biliyor. Sadece dua etmekle kalmıyor fakat yapmak istediği bir planı var ve vizyonu için atması gereken adımları bir bir atıyor. Ne yaptı Nehemya, aylarca dua etti, oruç tuttu, kendi dertlerini bir kenara bırakıp halkınınkini gözetti, muhtemelen iyi para kazandığı bir işi bir kenara bırakıp risk aldı, bunların üzerine muhtemelen günlerce bir inşa planı yaptı. Bu planını muhtemelen onu desteklemeyecek bir krala sundu. Lütfen canlandırın kafanızda, Nehemya adında bir garson kralın karşısına durup dururken çıkıyor ve krala diyor ki; ‘Ben memleketime gitmek istiyorum, bana güvenliğim için asker, inşa etmeyi planladığım binalar için maddi destek –kendi evimde buna dahil-, uzun süreli bir izin ve Yahudiye bölgesinde politik bir güç istiyorum. Acaba ayarlaman mümkün mü? Vay be…
Plan; Eğer Tanrı’nın İsteği İse Bereketlenir.
Kral ‘peki tamam, ne zaman dönersin’ diye yanıtlıyor. İnanılacak gibi değil. Kral belli ki Nehemya’nın uzun süre gitmesini istemiyor, fakat gerekli olan izini mucizevi bir şekilde veriyor. Nasıl oluyor bu? Nasıl olurda bir insan patronuna, uzun bir izin, para, asker, güç vesaire ister ve patronuna ona tamam geç kalma diye yanıtlar. Hatta genellikle Pers Kralları değişmez karakterleriyle bilinirler, hatta çok eski bir atasözü Persliler hakkında söyle diyor. ‘Boşuna bir şeyleri değiştirmeye çalışma, çünkü Medlerle Perslerin yasası gibidir' (2). Yani neredeyse asla değişmezdi. Bunun cevabı 8. ayette veriliyor. Nasıl oluyor da Kral Artahşasta Nehemya’nın gitmesine izin veriyor ve hatta onu destekliyor. ‘Tanrım bana destek olduğu için kral dileklerimi yerine getirdi’. Dünya’daki hiçbir krallık, hükümranlık, güç Tanrı’nın isteği dışına çıkamaz.Her şeyi yaratan egemen Tanrı aynı zamanda her şeyinde devamını arzu ettiği gibi sağlar. Zaman zamam zor sıkıntıda olduğumuz zaman Tanrı’ya kızıyoruz, oysa ki yaşadığımız her iyi yada kötü denenme Tanrı’nın kontrolü dışında gelişmez. Hatta ayet 12ye baktığımızda Nehemya’nın yapacağı iş ile ilgili bir Tanrı esini almış olduğunu görüyoruz, yani yaptığı şey bereketleniyor çünkü yapması gerekeni yapıyor, yani Tanrı’nın yönlendirdiği yöne gidiyor, kendi isteğine göre hareket etmiyor.
Peki Biz: Peki biz kardeşler bugün ne çıkartabiliriz bu mesajdan, kendimiz için, küçük topluluğumuz için.
Hayatlarımızda planlar yapıyoruz, fakat bazen Tanrı’ya danışmadan, dua etmeden yapıyoruz. Tanrı’ya konuşuyoruz fakat Tanrı’yı dinlemiyoruz. Oysa ki Tanrı bizleri verdiği esenlikle ve Kutsal Kitaptaki sözleri ile yönlendirmek istiyor. Biz istiyoruz, fakat kendimiz için istiyoruz. Nehemya kendini bir kenara bırakıp, Tanrı’nın topluluğu için istedi.
Bu topluluğun bugün burada olması herhangi birimizin kişisel isteği değildir, fakat Rabbin isteğidir. Hepimiz kendi isteklerini bir kenara bırakıp topluluğumuz için isteyelim bugün. Dua edelim ve her birimiz kendisine düşen küçük görevi iyi bir planlama ile yapsın. Tanrı’nın bitmeyen sevgisi, İsa Mesih’in kurtarışı ve Ruhun yardımı her an bizimle olacaktır. Bu Kilise’nin imanda ve paydaşlıkta büyümesi için Tanrı desteğini eksik etmeyecektir. Yeter ki her birimiz üzerimize düşen görevi yerine getirelim.
[1] Driscoll, Mark, Pray Like Jesus Series
[2] Swindoll, Charles, Hand Me Another Brick, page 45